Çevresel sigara dumanı (ÇSD), bir sigara, pipo ya da puronun yanan ucundan çıkan duman ile oluşan yan akım ya da sigara içicilerinin soluğuyla bırakılan duman ile oluşan ana akımdan oluşur. ÇSD maruz kalımı ya da diğer adıyla pasif sigara içiciliği ikinci el ve/veya üçüncü el sigara dumanına maruz kalma sonucu oluşabilir. İkinci el sigara dumanı, sigara içmeyen birinin istemsiz ya da pasif bir şekilde maruz kaldığı ÇSD olarak tanımlanmaktadır. Üçüncü el sigara dumanı ise havada yayılmış olan ikinci el sigara dumanından sonra devam eden kontaminasyondur. Bu tanım, halı, duvar, mobilya, örtü ve oyuncak gibi eşyalara yayılmış olan tütün ilişkili gazlar ve partikülleri içerir. Üçüncü el sigara dumanı sadece duman değil aynı zamanda kimyasal dönüşüm ve/veya birikime uğrayan ve yapıştığı yüzeyden geri havaya salınabilen nikotin gibi kimyasalları da içermektedir. Üçüncü el sigara dumanına maruz kalmanın ikinci el maruz kalmadan da tehlikeli olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Bu nedenle sigara içilmiş bir ortama saatler hatta günler sonra girmek bile sigara dumanının taşıdığı risklere maruz kalmak anlamına gelmektedir. Sigara dumanı 4000 adetten fazla kimyasal bileşen içermektedir ve bunların 40’tan fazlasının kanser yapıcı maddeler olduğu ispatlanmıştır
Dünya Sağlık Örgütü, dünya üzerindeki çocukların %40’ının ÇSD’ye maruz kaldığını, ÇSD’ye maruz kalmanın bir yılda 600.000’in üzerinde ölüme neden olduğunu ve küresel hastalık yükünün de %1’inden sorumlu olduğunu bildirmektedir. Çocukluk ve/veya adolesan dönemlerinde ÇSD’ye maruz kalmanın, ani bebek ölüm sendromu, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları, orta kulak enfeksiyonları, astım ve obezite insidansını arttırdığı gösterilmiştir. Nikotin aynı zamanda anne sütü ile de bebeğe geçebilir. Yapılan bir çalışmada sigara içicisi olan annelerin emzirdikleri bebekler ile sigara içicisi olan annelerin biberonla beslenen bebeklerini karşılaştırdığında emzirilen bebeklerde 10 kat daha fazla kotinin (nikotinin uzun yarı ömüre sahip olan ve kan, idrar, tükürük, saç ve tırnakta ölçümü yapılabilen metaboliti) olduğu saptanmıştır. Bu da anne sütü ile nikotin geçişinin daha fazla olduğunu desteklemektedir. Bu nedenle bebeğini emziren bir sigara içicisi anne bebeğini iki kat risk altında bırakmaktadır. Son dönemlerde hem erişkinlerde hem de ergenlerde kullanımı giderek yaygınlaşan elektronik sigara içiciliği de içerdiği nikotin düzeyinin yüksek olması, içerdiği sıvının içerisinde pek çok zararlı maddeyi barındırması nedeniyle önem taşımaktadır. Amerika Birleşik Devlerlerinde son aylarda elektronik sigara içiciliğine bağlı gelişen ani akciğer hasarı ve ölümler bildirilmiş olması tedirginlik vericidir. Elektronik sigara dumanına pasif olarak maruz kalmanın sağlık üzerinde olumsuz etkisi olup olmadığı ile ilgili henüz netleşmiş bilgiler yoktur.